Her ne kadar karma bir ekonomimiz olduğunu teoride varsaysak da aslında pratikte kapitalist bir ülkeyiz.Kapitalizmin oluşması için tüketim toplumunun varlığı şart.Bu topluma en iyi örnek ise bulunduğumuz ülkeyi Türkiye’yi verebiliriz.Ve bize kapitalizmin bir hediyesi olan Sevgililer Günü hakkında birkaç bir şey söylemek istiyorum.
Sn.Valentine hikayesini kirleten birgündür benim için.Yılın herhangi bir günü alınabilcek hediyelerin,çiçeklerin ve gösterilcek sevgilerin 14 Şubatla kısıtlanması bununla birlikte harcanan anlamsız paraların oluşturduğu bir ekonomik strateji aslında.
Ülkemize ‘’Sevgililer Günü’’ kavramının girdiği tarihleri hatırlamak için çok da yaşlı olmak gerekmiyor.2000lerin başında Amerikadaki Avrupadaki ‘’Sevgililer Günü’’ kutlamaları yayınlanmaya başladı.Hala süregelen bir gazetecilik mantelitesi olan ‘’Halkla Röportaj’’ olayında herkes ‘’Sevgililer Günü’’nden bihaberdi.Sonra bunu takiben birkaç yıl içinde ‘’Sevgililer Günü’’nü bağrımıza bastık.
Gerçekten akıl sır ermiyor. Eh bu kadar çabuk benimsenmesinin en büyük nedenlerinden biri de sınıf farkı oldu.Elit kesimin batı özentisi olması ve alt sınıfın üst sınıfı idol olarak alıp benzemeye çalışması da belirgin bir etken tabi.
Kapitalizmin dayatması olarak gördüğüm ,bireyin sağlıklı düşünmesine engel olan bir gün.Bu dayatmaların tek karlı çıkanı da restorantlar,çiçekçiler bir tabi parfümeri,hediyelik eşya dükkanları.
Aşk gibi özel duyguların kapitalizmle metalaşmasını görmek kadar insanlığı düşüren bir şey olamaz. Böyle ve buna benzer Anneler,Babalar Günleri gibi özelleşen günlerin şirketlerin insanların duyguları üstünden para kazanmasından başka bir şey değil.
O yüzden böyle günlere verilen önemin hediye mantığını azaltmak insanlığımızı yeniden kazandırabilir diye düşünüyorum.
(Okul Gazetesi Ekonomi Bölümü için bir arkadaşıma yazdığım yazı genşler)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
çok mantıklı