25 Ocak 2010 Pazartesi

Bir Voodoo'nun Evrimi ve Ruhsal Devrimi



Öfff ki ne öf abi ben geldim ama acılar içerisindeyim. Güya Ösym başvurmaya gittik. Dönüşte Naylonlara gittik. Kız durdu.'' Ya Voodoo hadi ağda yapalım'' dedi. Bende de bir yes-man karakteri var ''Tamam hadi yapalım''dedim. Ama dediğime bin pişman oldum.

Kışa girdik, sevgilimde yok diye ne ağdası ne epilasyonu diyordum, çektiğim acıları unutmuşum yemin ederim ki. O ağdayı kişneyerek, anırarak nasıl yaptık hala şaşırıyorum. Apartman inledi yemin ederim. Bir daha yaza kadar ağda yaparsam noluyum lan.

Hayır ben böyle güzellik için ömrümden bir 8 yıl veriyorum her defasında, eğer sevgilim benden 'Al kızım şunları maymun gibi olmuşsun''gibi bir istekte bulunduğu an. Ahanda sıçarım orda ağzına.Gel birlikte alcaz yoksa almam derim arkadaş. Madem birlikteyiz herşeyi birlikte yapcaz işine gelirse. Yapmazsa yapmam lan olur mu öyle şey. Bu ızdırap çekilir mi çekilir mi :(

Bir süre sonra hissizleşiosun zaten. Ama yok en kısa zamanda ihtitiyaç kredisini çekip lazerin altına yatarım. Yoksa en kısa zamanda ölcem.

Evvet, asıl konuya dönelim. Şimdi bir çocuk bana demişti ki ''Her aşk bizi biraz daha olgunlaştırır.''Acayip haklı bu konuda. Şahsen eski sevgilimle çok sancılı bir ayrılık yaşamsamda, gerçekten çocuk Sigmund Freud gibi etkilemişti tarihimi.Ben onunla çıkmadan önce çocuk gibiydim lan. Böyle hala üstünde Family Guy baskılı sweatim, şekerli tokalarım falan vardı. VE evet beni o halimle sevdi sayılır.


Aslında tüm sorun annem olcak hanımefendi.Moda ve makyaj konusunda onun sayesinde geri kalsamda çok birşey kaçırmadım. En azından zararın neresinden dönersek kardır. O çocuk beni öyle hilkat garibesi kılıklı sokak köpeğiymişimcesine takılırken, o bahsettiğim en yakın arkadaşının sevgilisi bana dediki ''Ya güzel kızsında biraz kendine özen göstersene''.


Bir kız bunu duyunca muhtemelen intihar eder herhalde. Bir başka kız genelde hemcinsinin iyiliği için en acımasız şekilde söyler bunu. Ben bunu duyunca durur muyum? Dururum. Yani ben hala saf salak takılıyorum işte. Sonra ayrıldık. Ayrılınca her aldatılan kız gibi, beni aldattığı kızı tanrıçalaştırdım. Kendim ne kadar o kızdan üstün olsamda o kız tercih edilen konumunda olduğu için kendimi bir ezikledim bir soyutladım görceksiniz. Ben Çirkin Betty'nin evrimle çirkinleşen kızı, o kız ise Barbie'nin dünyasından gelen prenses gibi geliyor bana.


Sonra dur Voodoo dedim. O kızdan daha iyisi olabilirsin. Makyaj ve Tekstil bu yüzden var. İnsan sevgilisini az çok bilir nelerden hoşlanır neler ilgisini çeker bilir. Gittim onun sevdiğini düşünceğim tarzda kıyafetler aldım. Sonra baktım başka şeyleride beğeniyorum dedim sik*rim belasını gittim benim hoşuma giden şeyler aldım.

Özellikle yalnız alışverişe çıkıyorum burası önemli bir ayrıntı. Etkilenmeden alınca daha çok seviyorum. Bir de birileri ''Ya bunlar çok kötü'' derse umursamıyorum. Elbet sevcek birileri çıkıyor. Ve kendimi çok güzel görmeye başladım ben öyle gördükçe herkes öyle görmeye başladı. O yüzden birisi güzelsin canım ya diyince ''Hahaha ben miyim o ?'' bazen de ''Evet öyleyim'' diyorum.

Saç kısmı çok önemli ben hala saçım konusunda karar veremedim mesela. Ama rengi ve dokusu mükemmel olduğu için (bir de kendimi övmesem çatlar ölürüm zaten)yıkayıp çıkmama rağmen fönlü gibi duruyor. Şimdi diyorsunuz ki ne güzel fön için hiç para vermiyorsun. Ya bi git her gün yıka kurula yapmak zorundasın bu saçında öyle bir sorunu var işte. Bir elektirik idaresi birde sular idaresi çok kazanıyor. Bak gene nerden nereye geldik. Devlet sorununu işleyip mesajıda verdik mi tam olcak.


Neyse devam edelim. İşte makyaj çok önemli. Ben hala tam olarak eye-liner sürmeyi beceremiyorum. Ama boş kaldığımda yapıyorum evde olunca özellikle. Böylece hangi renk tonu bana yakışıyor falan bayağı birşey öğrendim.

Ruhsal devrim konusuna gelince. İşte zurnanın zurladığı yere geldik. Burdan sonrası tamamen kişisel gelişim abi. Ben şahsen tam böyle ayrılığın tek sebebi kendim olarak gördüğüm için. Dedim otur Voodoo kendi değerini artır. Okudum ve izledim. Önce bir kaç kişisel gelişim kitabı okudum sonra Felsefeye giriş Sophienin Dünyası çok sığ geldi. Simyacı. Felaket basitti. Dedim artır dozunu bebeğim. Felsefenin Temel İlkeleri. İşte bu dedim. Sonra baktım felsefe az geldi. Türk Tarihine başladım. Darağcında Üç Fidan. Abart bebeğim.Mahir ,Deniz, İbo.

Sonra dedim dur. Biraz roman oku. İlk başlarda bilerek içinde aşk olan hiçbir kitabı okumuyordum çünkü paso dangalak gibi başroller ben oluyordum. Romeo ve Julieti çok önce okumuştum. Hatta facebook kendin hakkında birşeyler yaz kısmında '''Bana Romeo'mu ver; sonra öldüğünde Al da küçük yıldızlara böl onu; Onlar göğün yüzünü öyle bir süsleyecektir ki,Bütün dünya gönül verip geceye,Tapmayacaktır artık o muhteşem güneşe. '' yazıyordur teaaa ilk aldığımdan beri. Her yere yazarım aslında çok duygusal biriyim ya. (İç ses:Höh bildiğin hayvansın kızım sen!)Neyse saptırmayalım. Öyle Dünya klasiklerini okudum. Sonra oturup bir güzel Othello'yu ezberledim. Okuldan bir çocukla konservatuara hazırlancaz kursa gidiyoruz yazın falan.


Sonra ben kendimi bir iyi hissediyorum, bir güzelim bir süperim of küçük dağları ben yarattım, büyükler dedemden miras sanki. Sonra işte bir sürü kişiyle tanıştım. evet kitaplar konusunda eksik değilim ama sinema konusunda yerle bir oldum. Gittim eski film satan bir yere bana tüm kült filmleri ver dedim. 1916 yapımı Intolerancedan itibaren izledim. Yetmedi Ölmeden Önce İzlenmesi Gereken 1001 film kitabını edindim. Biraz onlar sayesinde biraz kendi çabamla artık böyle ulaşılmaz bir kız olmuştum. Kendi çapımda ulaşılmaz elbette.


Halam demişti ne yapcaksan kendine yatırım yapıcaksın diye. Çok doğru bir söz. Ama ben değiştikten sonra söylemesi biraz geç olmuştu.

Kendime yaptığım en büyük yatırım tenis olmuştu. Türkiye 3.sü olmuştuk okulcanak. Kendimi kortların kraliçesi ilan etmiştim.

Sonra kuzenlerime nisbeten binicilik kursuna yazıldım bir ata binmem eksikti tam oldu . Bu arada felaket çevre yaptım ama kurstan falan.

Neyse işte yaz tatilinde ailemden ayrı tatile gittim halamlarla. Kuzenler dalış eğitmeni olunca ''Küçük Voodoo Geleceğin Dalgıç'ı'' ünvanını aldım. Deniz atı olsa bincem orda (of felaketti gülmediğinizi anladım.)

Bir arada eskrim yaptım ayıptır söylemesi. Hoşlandığım çocuk kendoda diye bende eksik kalır mıyım hiç?

Sonra dedim siktirsin gitsin o eski sevgilim. Tırnağım bile olamaz allamın punkcusu. Kendini Amerikada sanan özenti.

Neyse işte zaten sonra benim çevrem acayip değişti. Bir kere kafadan siktir et kendi yaşıtlarımı hep büyüklerle takılıyorum 28e kadar gideri olan yaştalar öyle diyim size. Ben tabi çok mantıklı konuşunca onlarında ilgisini çekiyorum. Birşeyleri bilerek söylüyorum, hatta felaket açık sözlü oldum. Aşırı gerçekçi falan. Böyle küt küt söylüyorum. Ama haklı sebeplerim olduğu için ses çıkaramıyorlar.


Bir çocuk vardı, hukuk fakültesinde, psikianalist bir de blues davulcusu kendisi bir çok ünlüyle sahne almış birisi işte onunla çıkar gibi olduk tabi ki de mükemmeller mükemmellerle takılırlar. Ama o yeterince mükemmel değildi. Bende konuşmadım xD Ki o konuşmak için 3 dil bilmesine rağmen xD Allah belamı verebilir yani xD Kısmet yani bu işler xD


Ay ne çok yazdım ayol gidip bir film seyrediyim yada kimya çalışıyım. Öyle işte size anlatın sizide okuyalım kalbi kırık prensesler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

çok mantıklı