Yalnızsan,yalnızsındır.Seni anlamayanlara inat,sessiz kararlılığını koruyan şeylere anlatırsın tüm benliğini.Artık zorlamazsın ayak uydurmaya çalışarak.Dinlemezler,bilirsin.
Ne kadar zeki olduğun,ne düşündüğün,ne bildiğin,fikirlerin kimsenin umurunda değildir.
O yüzden kaybetme korkusu olmayan her şeyden ve herkesten korkmaya başlamalısın.Yani;kendinden.
Sen herkesi sevmeye hazırsındır.Ama kimsenin senin sevgine ihtiyacı olmadığını anlarsın.Bencillik insanların varoluş sebebi..Kimse kendini suçlamaz.Çünkü cehennem başkalarıdır.
Geçmişindeki o mutlu kızı ararsın.Hayatın ne kadar eğlenceli olduğunun farkında olan, kimsenin zarar vermeye kıyamadığı o küçük kızı.Tabiatı gereği,sevgisini en baştan fazla fazla verip,karşılığını usanmadan sabırla bekleyen kızı.Ama o yoktur.Fiziken büyümüş,gülümsemesi solmuştur.Güneşe maruz kalmış tablo gibi renklerini kaybetmiştir.Hem de sırf gidenler yüzünden...
Canını yaka yaka,ruhunu parçalaya parçalaya gidenler yüzünden.Bir puzzle değil,yırtılan bir resim gibi.Ne kadar bir araya getirmek istesen de asla tam olarak birleştiremezsin.
Bir kaç fotoğraf kalmıştır artık elinde.Aynada gördüğün kıza hiç benzemeyen bir kızın fotoğrafları.Nehrin kıyısında gemiye paralel koşan coşkusu asla geri gelmeyecektir.Çünkü gemiler artık hüzün yüklüdür.Sadece gidenlerin özetidir.
Kafamdaki imgelerde bir köpek var.Küçükken hiç korkmazdım köpeklerden.Şimdi yarattığım imgeye bile dokunamıyorum.Bu tedirginliği hep yaşıyorum.Karşıma çıkan iğrenç insanlardan bana baki kalan tek şey,severken bile tedirgin olmam.Kimsenin ne sevgisine,ne ilgisine güvenebiliyorum.Bir gün bitecek korkusuyla yaşıyorum.Halbuki sevgi bitebilen bir şey değil.
Ailem hala beni seviyor,sevecekler.Keşke herkese karşı bu güveni hissettirsem.Oysa hissettirebildiğim tek şey güvensizlik.En azından karşı taraftan görülen bu.Benim gözlerimden gördüğüm ve yaşadığımsa büyük bir kaybetme korkusu.Tüm bu satırları yazmamı sağlayansa sonsuz umutsuzluğum.
Yaşadığım depresyonu daha nasıl,ne yaparak içimden atarım bir fikrim yok.Bildiğim tek şey yazarak kurtulmak.Kimse nasıl farketmiyor sadece fotoğraflarda gülümseyebildiğimi anlamıyorum.Kameraya bakmadan çekilen her pozumda somurtuyorum.
Kim var bu kameranın arkasında?İçim çürüyor nefes aldığım bu dünyada.Kendi dünyamın tanrılığından istifa ettiğim günden beri o muhteşem güzelliğe geri dönemiyorum.İstifalar kovulmalara sebebiyetmiş.
Neden hiçbir şey hissetmediğimi düşünüyorum?Sanki tüm duygularım buharlaşıp uçmuş gibiyim.Kalbimi sıkıştıran o acı nerede şimdi?Ya da nefesimi kesicek kadar hızlı atmasına sebep olan o heyecan?Kim çaldı ruhumla bütünleşen o güzel hisleri.Bu huzur değil,eminim.
Bu bir kayboluş.Hangi cehennemdeyim?Neden tek parça değilim.Nerede bu çevrem? Ya da hiç oldular mı? Ne kadar çok sorum var benim böyle.Beni oyalayacak bir şeyler olsun isterdim.Ama bu içimi dolduran isteksizlik her şeye engel oluyor.Filmler,kitaplar,bu satırlar artık beni sıkıyor.
Tek istediğim seyahat sanırım.Mekan değişikliği bana kendimi iyi hissettiriyor.Çünkü gerçekten sıkışıp kalmışım gibi hissediyorum.Bunu doğarken de yaşamıştım.Rahim ağzı yeterince geniş değildi ve ben içerde boğuluyordum.Tarih tekerrürden ibaretmiş gerçekten.Şu an hiçbir suni sancı çıkmamı sağlamayacak o delikten.Sezeryan şart bana.Biri vursun artık şu neşteri ve kurtarsın beni.
Ve hayat devam etsin.Çünkü bu rahimde kıpırdayabilceğim bir yer yok.Kalbim durdu ve zaman aleyhime işliyor.Biri artık şu lanet olasıca elektro şoku kalbime versin lütfen...
18.01.2012
04:31
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
çok mantıklı