11 Kasım 2009 Çarşamba

Hiçbir Zaman Geçemezsin Gökkuşağının Altından

sonra işte özdemir asafın şiiri geldi aklıma
duymak istediklerimi söylemiyorsun hiç diyordu bir şiirinde
evet söylemiyorum ,
söyleyemiyorum

kibirlenip kendini tanrı sanma istiyorum
ne kadar şımarmam desende
içindeki cüce koskoca bir dev olcak sözlerimle

güvenmiyorum ki hem sana
zaten 2 şansınıda kaybettin
evet, sana ancak şansı ben verebilirim
hayır , kesinlikle sen değil
ve evet sen tutarsız ve güvenilmezsin

akbabalar etrafımda
son nefesimi veriyorum sanıyorlar
üstüme üşüşmeye gelcekler
aç karınlarını doyurmamı bekliycekler

aptal değilim ki
bana bakışlarının ne kadar pis olduğunu görmemezlikten geliyim

bugün bir kız geldi arkamdan
henüz 5-6 yaşlarında bir kız çocuğu
kırmızı bir montu vardı
saçlarını tutan bere de olmasa bu kasvetli havada gökkuşağı oluşturabilirdi
bana hafifce dokundu ve 'EBE!' diye çığlık attı
bense sadece baktım
tepki bile veremedim bu hayat sevincine
onun yanında bi ölü kadar umutsuzdum...

şimdi yağmuru bekliyorum beethovenı dinlemek için
belki gökkuşağı çıkarsa
tekrar renklerimi bulabilirim
ama biliyor musun elbette biliyorsun
gökkuşağının altından geçince dileklerin kabul olurmuş
bunun yalan olduğunu bilmiyorsun ama değil mi
çünkü ne kadar koşarsan koş
hiçbir zaman geçemezsin gökkuşağının altından...



son not: gökkuşağı yağmur damlalarının güneş ışığını kırmasıyla oluşur ve doğal olarak gözyanılsamasından başka bir şey değildir bunu duyduğumda çok üzülmüştüm hiç bir zaman dileğim kabul olmuycaktı.

1 yorum:

çok mantıklı