28 Mayıs 2010 Cuma

Yalnızken Büyük Dünya'm

Psikiyatriye yeniden başlamamdaki sebeplerden birisi kendimden korkuyor oluşum.Buna neden olansa sınav kaygısı ve stresinden yaşamış olduğum baskının ruhsal anlamda kötü etkileri.

Şöyle söylemek gerekirse; mesela beynimde bir olayı anımsıyorum bir yandan replikleri değiştiriyorum kafamda keşke şöyle söyleseydim gibi. Sonra kalkıp su içmeye gidiyorum tam kapıya gelince o keşkeleri sesli ifade ediyorum.Bir nevi kendi kendine konuşma oluyor bu.

Bugün yeni psikiyatriste başladım.Eskisini sevmiyordum zaten ilaca bağımlı yaşamamı isteyen kimseyi sevmiyorum.antidepresanlardan nefret ediyorum.Hayatımı ilaçlar kontrol ediyor.Tepkilerim yavaşlıyor... Konumuz bu değil.

Bugün yeni psikiyatristimle konuşurken geçmişte yaşadığım (son 1-2 yıl içinde) beni etkileyen büyük bir olay olup olmadığını sordu.Yalan söyledim.Sevgilimle ayrıldığımızı söylemedim.Sevgilimin hayatıma sıçmasını söyleyemedim.Tüm arkadaşlarım beni sildi dedim.Sebebini sorduğunda iç çekişmeler diyebildim.Sebebi sevgilimdi diyemedim.

Ağır bir tramva dönemiydi.Kendi kendimi toparladım.Yaşadıklarımı, yaşattıklarını kimseye anlatamadım.Kimse de bilmez. Buralara çok yazdım ama asla ne yaşadığımızı yazmadım.Hep bana bıraktıklarını anlattım.Hep hissetirdiklerini yazdım.

Hala susuyorum.Kimseye güvenemiyorum.Kimseyle bunları paylaşmıyorum.Daha ne kadar susucağımı bilmiyorum.Canım acıyor.Çok acıyor düşündükçe.Unuttum diyorum.Unutuyorum.Bu bir savunma şekliymiş, öyle dedi yaşadığım hafıza kayıplarının sebeplerini açıklarken.Büyük yaralarım var kimsenin bilmediği,kabuk bağlayamıycak kadar büyük ve derin yaralar.Bir yanım hep kanıyor bu acıyla.

Herkes beni hayat dolu sanıyor.Sürekli gülüyorum çünkü.Kahkahalarım yankılanıyor.Olmuyor ama yetmiyor.İçimdeki bu kanserli acıları atmadıkça hiç mutlu olamıycağım.Çok mu zor birinin bana güven vermesi? Çok mu zor insanların beni dinleyip yargılamaması? Evet.Çok zor.

Bazen hala evden dışarı çıkmak istemiyorum.İnsanlardan nefret ediyorum.Bıraksalar günlerce evde oturup kitap okurum.Bir tek kitap okumayı seviyorum öyle zamanlarda.

Yoruldum artık.Tepkisizleşme dönemlerime girmek istemiyorum.Bu durumu kabul edip alışmak istemiyorum.Artık ne kadar susarım bilmiyorum.Ve sadece bitsin istiyorum.

27 Mayıs 2010 Perşembe

Benimde Memem Var

Geçen gün konuşuyorduk işte bir kaç arkadaşla.Çocuk kız arkadaşının kendisiyle birlikte olmasını istiyormuş benden yardım istedi.. Sen, ne yapsa sevgilin birlikte olursun dedi. Çok açık bir şekilde ''Beni reddederse'' dedim. Nasıl yani falan oldu tabi. Şimdi biz kadınlar her daim çekici olmak isteriz, herkes bizi arzulasın falan isteriz ama birisi ilişki teklif edince orda bir dururuz. Biz kadınların hormonları farklı salgılandığından öyle her dakika ihtiyaç duymuyoruz bir ilişkiye.


Biz daha çok karşı tarafa güvenmek isteriz. İki bacak mı yoksa iki kucak mı istiyor bizden diye.İnsan güvenemiyor tabi karşı tarafa . Doğal olarak hep Acaba? sorusuyla tıkanıp kalıyor. Acabaya doğru cevabı veren erkek var mı bilmiyorum ama istediğini almasını bilen çok erkek tanıyorum.Kısaca arz talep meselesi bu cinsel ilişki.

Misal ben beni reddeden bir erkeği kafaya takarım.Nasıl ya nasıl reddeder? diye kafayı yerim.Çünkü imkansız geliyor bana öyle alışkanlık yaptı. Am bizde ya her penis girmek istiyor mantalitesine göre yetiştirildik. Reddetme gibi bir düşünceyi yok sayıyoruz.

Dediğimi yaptı. Kız şu an çocuğun peşinde koşuyor. Abi kendimden biliyorum çünkü.O ama o penis gircek girmeli sen beni reddetemezsin kafası var hepimizde.Girmesin nolcak elini sallasan 15 tanesi gelir zaten ama sen istemezsin.

Bu nasıl alt beyin çözebilmiş değilim.Misal kendimden yola çıkarak söylüyorum.Benim de memem var benim de götüm var ama hiç çekici hissetmiyorum kendimi. Zaten birisi dillendirmedikçe hissedemezde insan.Gerçi ben arada sırada kendimi ayna karşısında çıplak portreliyorum falan. Vücut kıvrımlarım çok hoşuma gidiyor kendi kendime çekici geliyorum ama yetmiyor tabi.


Hatta örneklendirelim.Yolda giderken biri laf atınca huh salak falan deriz.Bu bir içten içe hoşuma gitti ama sen değilsin aradığım demektir.

Ben mesela o konuda daha yaratıcıyım.Tüm erkek arkadaşlarıma sorarım arada dürüst ol çekici miyim ? derim.Önce benimle uğraşmaya çalışırlar 'Hayır' derler 'Ohh bunu duymaya ihtiyacım vardı' dedikten sonra manyak mısın kemerin olayım tak beni moduna geçerler.

Yani demek istediğim o ki ''Bizi istiyorsanız ,oyun oynamalıyız''.

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Hayırlısı.

Eğer doğmamış olsaydın,eğer karşılaşmasaydık
Bilmiyorum istemezdim böyle birşey olmasını.
Ne kadar mutsuz da olsam olmazdı gibime geliyor.
Sensiz olmazdı.
Bir başkasını istemezdim.
Bilmiyorum yalan söylüyorum şu anda.
Aslında senden daha çok sevicek daha az acı vericek kişiler de var bu Dünyada.
Sadece henüz karşılaşmadım o kadar.
Yani kısaca demek istiyorum ki sevgilim.
Ekime kadar sikime kadarsın.
Senden daha iyisi çıksa dönüp bakmam yani.
Bağlılığım ve sadakatim senin sevginle doğru orantılıdır bunu bil.
Gerçi sen hiç sadık olamıycağın için sorun yok diye düşünüyorum.

Bir kız vardı,her sabah koşarak kapının önünden geçerdi telaşlı
Saçlarının kokusunu duyardın o koştukça rüzgarla savrulan
Hiç tanımıyordu seni ama sen her hücresini ezbere biliyordun
Her sabah koşarak kapının önünden geçen kızın.
Ve birgün geçmedi o kız.
Bu kadar.

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Gökyüzü Özlemim

Bana Mavisin dedi.

Hayır gözlerim Kahverengi dedim.
Gözlerini kastedmiyorum dedi.
Bakışların mavi dedi.

Ne demek istiyorsun dedim ona.

Mavisin işte, bakışlarınla hissettiriyorsun.
Geçirgen duruyor bedeninde ruhun.
Sonsuzluğun...
Gizemli bir dünyaya yolculuğa çıkartıyorsun dedi.

Etkileyici hazırlandın mı ? dedim.

Hiç ciddiye almıyorsun dedi.

Çok duydum sıkıldım artık bu hissetmediğin cümleleri kurmandan dedim.

Hissetmediğimi nerden biliyorsun dedi

Hissedebilirsin ama ben senle aynı şeyleri hissedemiyorum dedim.

Baktı.
Çık artık hayal dünyandan dedi.

İşte bu kadarsın dedim.Az önce sonsuzluğa maviliğimle yelken açıyordun şimdi döndürmeye çalışıyorsun dedim.

Haklısın dedi.Kalktı yürüdü ve gitti.
Güzel ama sahte cümleleriyle başka kalplerin kapısını çalmaya gitti.
Sahte ama güzel hayal alemimle kaldım.
Yine bir başkasını düşünerek gönderdim.
Olmuyormuş demek ki unutmadan bir başkasını.

Ben maviydim belki.Belki kırmızı.
Ama o benim mavime karışması gereken kişi değildi.
Koyuydu benim mavim iç dünyamı çözmek kolay değildi.
Kolay sanmasına şaşırmayın,kolay göze çarpıyor bu renk.
O yüzden yerde parlayan cam parçasını meraktan eline alıp daha sonra fırlatması.

Dolunay Sevişmelerim

Elini ver hadi!
Bu sefer saklanmasınlar...
Korkucak birşey yok altı üstü nefes.

Boğazında düğümlenenler kalbinde çığlık atıyor.
Duymuyor muyum sanıyorsun ?
Kes sesini!
Denemden vazgeçmek neden ?

Dolunayda sevişebilirdik, ay yüzlü çocuklarımız için.

Çöz şu gemici düğümümü Coloumb!
Amerika'yı keşfe çıkmalıyız birlikte.
Bedenim uçsuz bucaksız bir kıta.

Ütopyaların gerçeğiyle buluşması.

Yağmur yağıyor benim ağlamam için...
Elin elime uzanıyor tutmak için;
Rüya sanıp geri çekiliyorsun.
Her dokunmak istediğinde dejavu yaşatıyorsun.

İnandığın gibi yaşıyorsun!
Hey ordasın ! Duyuyor musun ?
Atmosferin dışından çok korkutucu burası.

Kendime mi yoksa sana mı gelmeliyim?
Asansör boşluğunda sevişmemeliydik
Bu kasvetli boşlukla doldu içim.

Kahretsin! Yine sancılarını çekiyorum.
Acılar doğuruyorum her yeni güne.
Sen itiraf edene kadar bir yudum sevgini.
Tohumların dölleyecek her seferinde bu acıyı.

Özgür bir hayat tutsak tutkuya.

Şimdi öp beni ve büyü bozulsun.
Şimdi elimi tut ve sonunu düşünme.
Şimdi kapat gözlerini ve kuşları dinle,endişelerini ölümlere sakla.


">

21 Mayıs 2010 Cuma

Uykusuz

Biz farklıydık,özgürdük çünkü.
Seninleyken kanatlarım vardı.
Sen gidince paramparça olan.
Şekerden miydi ki?

Hala çıplak yatıyorum.
Yağmur yağıyor,ıslandığımı farketmedim.
Bu sigaralar beni öksürtüyor alışamadım senden sonra.

İçmiyorum eskisi kadar,düşüyorum.
Yine damarlarımda geziniyorsun,üşüyorum.
Çıplak tenimde gezerdi parmakların,
Şimdi bira şişelerinde parmak izlerin.


Trenle gel bana,paran yoksa bir bavulla.
Ya da sen kahramanım uçarak gel havalı olsun.
Ben hala kendimi nü portreliyorum.
Duyuyor musun çizgilerin sesini?
Birlikte kıvranıyoruz şimdi.


Hiçbir ses bu kadar hüzün dolu değildi,
Saçların parmaklarımda gezerken.
Gözlerimden akardı çığlıklarım.
Kalma ihtimalin yoktu aklında gitme fikri varken.


Balıklarımız vardı bizim...
O kadar parasızdık ki su şişesinde yaşarlardı.
Eski ayakkabılarımızı saksı yapardık.
Her güne bir mum yakarak başlardık.
Ben tütsüleri severdim daha çok.

Bizken henüz
Sen ve ben çıkmazına gelmemişken yolumuz
Adı ''Aşk'' olan çocuğumuz
Dualara karışmışken umudumuz
Şarkı bitince yokoluruz.

O yüzden Tanrının sesiyle uyuruz.

20 Mayıs 2010 Perşembe

Sevmek mi Sevişmek?

Birkaç eklemeyle mükemmel olabilirdik sevgilim.
Yağmur yağdığında koşmak yerine,yürüseydik.

Belki tenlerimizi karıştırmasaydık,
Daha fazla zamanımız olabilirdi.
Her gün yanımda olmasaydın,
Özlerdim belki seni.

Göğüslerime bakmak yerine gözlerime baksaydın,
Belki beni anlayabilirdin.
Ruhumu koklamak zordu,tenim bu kadar temizken.
Dokunmayı bilseydin beni görebilirdin.

Flaşlar patlamasaydı belki uzun bir sevişmemiz olurdu.
''Apartmanda öpüşmek yasak'' tabelasını görmedim ben ?

Dedim sana çok uzunduk çabuk kısaldık.
Çok sıcak suda yıkanmayalım demiştim, dinlemedin.

Bu arada ben gidiyorum.
Lütfen sende gelme.

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Hep Seni Aradım.

Ve Voodoo yine haklı çıkar, bir süre sonra bu haklılık sıkmaya başlasa da.
Dediğim gibi hayallerimdeki aşk profili, dikkat çekerim aşık olcağım insan değil.Aşk profili yani şu delice karşılaşmamız.Evet işte bundan bahsediyorum.

Evet çok zor.Rastlantıların oluşması için küçük bir sihre ihtiyacımız var.Hep dediğim gibi keşke kafamızı meşgul etcek bu kadar saçma şey olmasa ve biz yere bakarak yürümek yerin etrafımızdakilerin gözlerine bakarak adım atsak.

İşte gerçek aşkımız onların içlerinden birinde.Deliler gibi aramaya gerek yok.Biraz ilgiyi aşk sanmaya da gerek yok.İtiraf ediyorum,aşk büyüsü yaptım.Hiç mutlu olmadım.Gerçek aşk büyüyle bulunmuyor bunu biliyorum sadece.

O çok farklı bir his anlatabiliyor muyum ? Ben bilmiyorum sanırım bir kez yaşadım bunu.Evet bir kez yaşadım ama kaybettim.Sorumlu ben değildim.Başkaları dokununca sırça köşkünüze bozuluyor işte tüm peri masalı.Unutmadan söylenmeli burası.Aşk iki kişiliktir.Üçüncüler görmesinler.

Aşk demek benim için artık sadece güveni ifade ediyor ve bunun çevresinde çember oluşturan,sadakat,dürüstlük,bağlılık,anlayış,yeri gelince eğlence ve saçmalamaca,yeri gelince ciddiyet ve resmiyet.Ama güven olmazsa her şey mahvoluyor.Puzzle gibi ama en büyük parça güven.

Sanırım bugün çok şey anlatıcağım.İşsizlik aslında bu yaptığım ne anlatıyorsun git ders çalış ama beynim doluyken çok çok çok zor :/

18 Mayıs 2010 Salı

Gitme Demek İstemiyorum.

Her satırıma bir gözyaşı sakladım seninle
Her damla da aktın içimden.
Yoruldum seni anlamaya çalışmaktan.
Beni anlayamamandan.
Seni sevmekten ve sevmeni beklemekten.
Gözyaşlarımla boğuldum senle dolu bir denizde.


Her kavgada yüzümüze çarpan nefret rüzgarından,
Bu sırtını dönüp gidişlerinden,
Zaten paramparça olan bizi daha çok parçalamaktan
Ve her defasında silbaştan tekrar tamir etmekten yoruldum.

Yıpratıyoruz birbirimizi başka bir isim koyamıyorum buna.
Böyle sevgi olmaz çünkü.
Kavga ederek yada birbirimizi terslereyerek yürümez bazı şeyler.
Anlamak istemiyorum seni.
Benim verdiğim değer kadar ciddi bir beklentim varken.
Bu oyun değil çok ciddiyim.
Ellerimden kayıyor ellerin.
Sıkı tuttuğumdan terledi ellerim.
Şimdi istesem de tutamam sen giderken.
Yada ben kalıp adımlarını son kez sayarken....

Sana ''Gitme'' demek istemiyorum.

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Selam Şerefsizler!

Selam Şerefsizler !
Hergün uyandığınızda vicdanınız rahat mı kalkıyorsunuz yatağınızdan? Karambole getirdiğin anlaşmayla, sorumluluğu sende olan vatandaşının sağlığını attığın riski düşündün mü?

Rusyanın vizeyi kaldırmasında hiç art niyet aradın mı ?

Selam olsun size Şerefsizler!
Hadi beni de susturun !

O kadar imza toplandı Nükleer Santral istemiyoruz diye. Cumhuriyet rejimindeyiz Monarşi değil!

Anti-demokrat yaklaşımla devlet yönetilmez Şerefsizler!

Halk sağlığını tehlikeye atarak devlet yönetilmez Şerefsizler!

Bu kadar aç insan varken altından kalkamıycağımız projelere imza atılmaz Şerefsizler!

İşsizliğe çözüm bulmadan halkı daha da süründürmeye hakkınız yok Şerefsizler!

Siz başta olduğunuz sürece vatandaş kavramı olmıycak Şerefsizler!

Halkın sesini kulak ardı ettiğiniz için Şerefsizsiniz !

Her gece yastığına başını koyduğunda rahat uyuduğunuz için Şerefsizsiniz!

70 milyon nüfusun sorumluluğunu almadığın için Şerefsizsiniz!

Artık YETER!

Ve destek Vermeye devam ediyoruz Her Şeye RAğmen Şerefiszler!

13 Mayıs 2010 Perşembe

Yalnızdım.

Çok güzel hayallerim vardı, masalları severdim.
Yalnız kaldığımda gelirdi silüetin, henüz tanımıyordum.
Küçüktüm ve yalnızdım.
Bir çocuktan çok farklıydım.
Doğduğumda büyüdüm.
Yalnızdım, ve bundan memnundum.

İlk hayal kırıklığım domino gibi yıktı diğer hepsini.
Hayat toz pembe değildi hiçbir zaman.
Anladım...
Büyük bir enkazı toparlarken yeminler ettim.
Bir daha inanmıycaktım aşka.
Zaten yoktu öyle birşey de.
Yalnızdım ve bundan memnundum.

Mesafe koydum arama
Kimsenin kolay katedebilceği mesafeler değildi
Çok çabalar gerektiren, büyük acılar çekilen.
Ve nerdeyse hiç risk almıyordum.
Biliyordum, kimse dayanamazdı.
Yalnızdım ve bundan memnundum.

Ama sen istisnaydın.
Ne kadar gerçekleri hatırlatsamda kendime.
Sen özelsin,gitceğini ne kadar bilsemde.
Kal demek istesemde,demiyceğimi gayet iyi biliyorsun.
Ve bana bir parça bırak.
Hayal olmadığını anlamam için.
Yalnız değilim ve bundan dolayı çok mutluyum...

senden nefret ediyorum !

gözlerim kızarıyor ve yaşlarla doluyor
burnum kaşınıyor ve sürekli hapşuruyorum
boğazım kaşınıyor yutkunamıyor
tanrım bu nasıl ceza dayanamıyorum
nisan,mayıs ayları gevşer akciğer yayları
baharın gelişiyle içimdeki sevincin yerini hüzün kaplıyorsa
bilki tek sebebi sensin saman nezlesi.

11 Mayıs 2010 Salı

Ben sadece yardım etmek isterken en realist halimle,
Ataerkil beynin engel oluyorken bu mantıklı yaklaşımıma;
Nasıl meleğin olabilirim ki bu tavrına.

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Yeşil Canavar

ben ona yeşil canavar diyorum.
tam tepemde oturuyor ve gözleri...
gözleri gözlerimin içinde!
bedenimle bütünleşmiş aslında.
çok hırslı birşey.
korkutucu derecede zarar verebilcek boyutta.
onun bir adı yok.
ben ona yeşil canavar diyorum.
istediğini elde edemezse büyüyor ve bedenimi ele geçiriyor.
benim canavarım o yada tamamen benim.
seninde var korkma bu kadar.
kıskanmıyor musun bir başkasıyla konuşunca.
tamamen senin olmasa da.
istemiyor musun olmasını.
ben kıskanıyorum işte bir başka kızı.
öldürmek istiyorum o kızı parçalamak istiyorum.
çünkü biliyorum kesin o kız konuşmak istiyordur.
yoksa ben ona güveniyorum.
bana olan sevgisini biliyorum.
ama yapamıyorum işte yolmak istiyorum o kızların saçlarını.
avuçlarımda istiyorum o çalı süpürgesi saçları.
ağızlarını kaldırımlarda sürtsem yine de hırsımı alamam.
yaklaşmasınlar ona! uzak dursunlar ondan! konuşmasınlar tek kelime !!!
yada herkes ölsün sadece biz kalalım.
kimse paylaşmamı istemesin benden onu ama.

7 Mayıs 2010 Cuma

Uyusakuyuuyanmasak

iyi geceler sevgilim,
gözlerine karanlık çöktüğünde yıldızlara bak ben ordayım.
iyi geceler sevgilim,
gezegenler üstünü örtmeye indi bu gece korkma venüsün üstündeyim.
iyi geceler sevgilim,
bu gece ay ışığında uyuycaksın, pencereni açık bırak sesimi duymak için.
iyi geceler sevgilim,
bu gece gökyüzünde huzur var,güneşi istemeyebilirsin mumları yakmak için.
iyi geceler sevgilim,
ılık rüzgarlarla gelir sesim, nefesinle duy sana söylediklerimi.
iyi geceler sevgilim,
sana saçmalayı severim, o yüzden şimdi uyuyalım.

Othello

''Ah güzel kokulu nefes, adeletin zihnini öyle
çeliyorsunki nerdeyse kılıcını kıracak! Bir daha,
bir daha. Öldüğün zaman böyle kal, o vakit seni
öldürür yine severim. Bir daha, buda sonuncusu.
Hiçbir öpüş hem bu kadar tatlı, hem bu kadar
uğursuz olmamıştır. Ağlamaktan kendimi
alamıyorum ama gözyaşlarım zalim. Bu ilahi bir
ıstırap, darbeyi en cok sevdiğine indiriyorsun..."

demiş biricik Shekespeare en sevdiğim eseri Othellosunda.
Öldüğün zaman böyle kal.Bir sevgiliye söylencek en acı verici söz belkide.
Ölümü yakıştıramamak ne acı !
İnsan sevdiğini öperken acı mı duymalı.
Hemde fazlasıyla...
Duymalı çünkü tamamen size ait olmıycak birşey karşısındaki.
Duymalı çünkü kalbini kırcak o sevgili.
Duymalı çünkü birgün biticek bu tutkusu.
Duymalı çünkü bir başkasını öpücek o dudaklar.

Belki çok romantikti Şekspir. Belki çok kalbini kırdılar.Ama en derinden yaşadı bu acıyı.
Acısı onun ünü oldu.
Kimse dile getiremezken hislerini 29,000 farklı kelimeye sığınarak anlattı yaşadığı aşkı.
Bende seni seviyorum...

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Sıkıldım O Zaman Camı Açtım Atlıyorum Çok Eğlenceli Oluyor

Şimdi ben geldim falan ama uykuluyum.
Yan komşunun ''Elinden geleni ardına goyma,gonuşmak isdemiyosan gonuşmuycaksın''gibi hayal gücümün sınırlarını zorlayan süper nazik konuşmasıyla açtım.
Duvarlar kağıt gibi yada o götünü yırtarak konuşuyordu.
Son 1 ay falan kaldı işte sınava.
Lan resmen blogla hazırlandım sınava keşke sınavda kendi blogumda soru sorsalar :/
Mesela ;
Aşağıdaki boşluğu tamamlayınız.

Aşık mıyım diyorum
Duruyorum orda;
........................

Iıı şey hatırlamıyorum :/ yani bunu bile yapamam ben türev çöziyim en iyisi o daha basit :/

Sonra hayat fena gitmiyor aslında.
Monoton falan her şey çok huzurlu.
Seviyorum bu dengeli halini.
Sıkılsam da.
Acı çekceğime bu sıradanlığın mutluluğu var içimde.
Düşüncek kimsem yok.
Herkes çok iyi çünkü.
Bir tek eski sevgilim geliyor böyle güzel zamanların içine sıçmak için aklıma.
Keşke ölse diyorum.O ölünce biticekmiş gibi.
Ama ya aslında bana geri dönmek istese ağlasa falan bende defol git desem.
Rahatlasam sonra bir daha aklıma gelmezki.
Yada bir şekilde ben öldürsem ne biliyim arsenik falan içirsem kalp krizinden gitse
Bu gencecik yaşında kalp krizi biraz şüpheli kaçıyor ama olsun.
Yada ben gidiyim bu şehirden.
Valla siktirolup gidiyim.
Evet evet İzmiri yazıp gitcem.
İzmir güzel ya.
Hem birçok sevdiğim insanda orda.
Bugün Hıdrellezmiş.
Lazanya söyledi dün. O yapmış dilekleri gerçek olmuş.
Umut kapısı belki benimde olur :/
Şimdi aslında ben burda oyalanıyorum böyle yavaştan.
Annem yemek hazır değil dedi bende aç karnına beynim çalışmadığımdan ders çalışmadım bile.
Ha birde bugün dershanenin merdivenlerinden yuvarlanıyordum.
Salak gibi bileğim burkuldu ki şu an üstüne basamıyorum bile :/
Neyseki dershanemizin genç ve kaslı gençleri hemen zavallı prensesin yardımına koşup onu sınıfına kadar taşıdılar.
Offf çok konu eksiğim var yaa :/
Matematikten değil ebesine atlarım her türlü matematikten de geometri olsun efendim fizik olsun yok yani :/
Sonra bir de ben eşit ağırlıktan da sınava gircem neyseki edebiyatım eşit ağırlıklara taş çıkarcak düzeyde deee coğrafyada hepsi ağzıma sıçar :/
Ne çok birikmiş size saçmalıycaklarım aslında.
Şimdi şiirsel yazıp bok etmedim adam akıllı anlattım.
Birde içimde Hitlere karşı anlamsız bir sevgi var.
Bende bilmiyorum geçen gün RTE'nin Baykalla kapışması sırasında araya sokuşturdular evet ben haberleri izliyorum.
O kadar güzel bıyıklı o kadar güzel almanca konuşuyor ki böyle dersin bu adam mı katliamcı.
Çok komik lan tam çizgi film karakteri olur.
Neyse ya çok uzattık 44 kiloya düşmüşüm offf götüm büyüyceğine küçülüyor.
Hani sınav zamanı kilo alınırdı şerefsizler ne kandırıkcılık yapıyorsunuz :/
Ben kilo alınca güzelleşcektim :/
Hala çirkin ördek yavrusuyum.
Ayak bileğim ağrıyor :/
Neyse ya pis anne , kaka anne yemekde vermiyor şu sübyana (bana)
Bugün hıdrellez beyfendi sizinde dileklerinizi gerçekleştirmesi dileğiyle.
Mutlu,huzurlu,sıradan,monoton günler dilerim efenim :)

2 Mayıs 2010 Pazar

.

anlamak istediğim gibi anlamayı ne kadar çok istiyorum bilemezsin
görünenleri kendime gibi yorumlasam ve sen hala bana aşık olsan.
işte o kanatlarım çıkar ve sana gelirim sevgilim.

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Korkuyorsun.

sen gelmiyorsun, ben gidiyorum
eğer herkes anlamak istediğini anlıyorsa
neden seni anlamamı bekliyorsun?
bana beni anlatmanı seviyorum.
ama sana seni anlatmamdan rahatsız oluyorsun.
belki abartmam hoşuna gitmiyor.
ama içten içe abartılmak istiyorsun.
hissederek yaşarsak belki daha kolay olurdu.
Korkularını ve geçmişini bırakmak neden bu kadar zor?
ben denedim.
sen neden denemiyorsun ?
Neden herşeyi benden bekliyorsun?
Tek başıma çabalamaktan tükendim.
Seni seviyorum diyememekten
her defasında ses tellerimi kaybetmekten
senin bu saçmalığı devam ettirmenden
hırsımın gözlerimden akmasından
gerçekten sıkıldım.

sen gelmiyorsun ben gidiyorum.
bu kısır döngüyü kaç kere yaşadık?
sen hep kaçarken kovalamamı istedin.
koşmak istemiyorum.
neden oyun oynamaya çalışıyorsun?
en güzel anılara sahip olabilirdik.
eğer sorumluluk almaktan korkmasaydın.
aşk bitmezki sen tercih etmezsen.
öğretilen ''aşk'', yaşadığımız ''aşk'' değil.
tutku elde edilene kadar varolmaz.
ama sen aşkı sana öğrettiği gibi yaşamak istiyorsun.
ve bunu anlamamı bekliyorsun.

sen gelmiyorsun ve ben gidiyorum.
kendi hikayemizin sonunu görmek istemiyorsun.
hayal ettiğin bir sonu tercih ediyorsun
ve yaşamışsın gibi anlatıyorsun.
başlamadan bitiriyorsun sonunu düşünmekten.
sadece senin korkuların yok bunu biliyorsun.
bütün korkularımı yoksayarak gelirken
kaçıyorsun...
bekliyorum...
günlerce...
gelmiyorsun...
ve ben gidiyorum...