1 Ekim 2010 Cuma

Ekim Geldi.

Yine ben.

Bir buçuk aydır geçmeyen öksürüğüm için burda hastahaneye gitme gereği duydum.Babamdan dolayı kara kuvvetlerine bağlıyız.Hastahanede kimse kara kuvvetlerinin nasıl kayıt yapılcağını bilmiyor bilen adam da daha gelmemiş ve benim hastahaneye ertesi günkü gidişim.


Okula geldiğimden beri hep güçlü olmak zorunda hissediyordum.Hiç ağlamadım.Kızlar ağlamaya başlayınca engel oldum ağlamıycaksınız hadi hep beraber oynuyoruz diye kaldırdım kına gecemi yaptım.Damat yok ama Kıvancı düşünerek yaptım hemde Nihalin kına gecesi şarkısıyla.


Hastahanede sıra beklerken ağlamaya bir başladım durduramıyorum hüngür hüngür bağıra bağıra ağlıyorum. Kadınlar geliyor ''Kızım noldu sonuçların mı kötü çıktı?'' gibi sorular soruyorlar ben cevap veremiyorum ağlamaktan.Öyle bir ağlıyorum ki kanser olduğumu öğrendim sanki.


Muayne oldum. Kadın ameliyat olman gerek dedi.Ben bunu duyunca odadan çıktım yine ağlıyorum.Balıkadam var işte onu aradım.Ayvalıktan tanıştık ama İstanbulda okuyor. Yazık telaşlandı geliyim mi falan demeye başladı.O zaman anladım gerçekten bana değer verenlerden birisi. Şimdi her gün arıyor neşelendirmeye falan çalışıyor ama zor. Ameliyat olmam gerek ve ben hem korkuyorum hem istemiyorum.


İki gündür kızlar uyuyunca balkona çıkıp ağlıyorum.Sigara içiyorum birini söndürüp birini yakıyorum.Rengim beyaz zaten ama şimdi solgun bir beyaz oldu. Yemek yiyemiyorum.Gün geçtikçe zayıflıyorum moralim çok kötü. Biri Voodoo dese sarılıp ağlamaya başlıycam. Aileme hissettirmemeye çalışıyorum neyseki yetenekli bir oyuncu olduğum için sesimi çok güzel inandırıcı kılabiliyorum. Odamdaki kız anlıyor sadece bir oyun gibi davrandığımı ama asla duygularımı göstermediğimi. Yapamam ne hissettiğimi dışa vurduğum an her şey biticek bütün o mutluluk oyunu yokolucak.

Neyse ya çok bayıklaşıyorum gitgide.


Eveeeet Kıvanç var. Adını da biliyorum. İşte bugün sabah yoktu. Bende bilerek bayağı süslenmiştim siyah elbisemi giymiştim. Çünkü Ekim gelmişti. Ve Ekim benim yalnız geçirdiğim bir aydır.Ve her yıl yalnız kalırım kimsem olmaz. Şimdi de yok. Ekimin Laneti var. Ve ben onu onun istediği gibi siyah elbisemle yas tutarak karşıladım. Mismini diyorum çünkü trençkotumla aynı boydaydı.Ve okula gidince bacaklarıma bakmayan kalmamıştı fazla sexy bir elbise model olarak da. Neyse işte Kıvanç yoktu ben zaten olmadığını görünce moralman çöktüm sen git süslen Murphy pezevenklik yapsın çocuk gelmesin. Hoopp pes eder miyim hiç. Hemen bir The Secret ''Kıvancın gelmesini istiyorum.'' diye. Sonra öğleden sonraki 3 dersimizi beklemek üzere okulun cafesinde oturmaya başladık. Ben sürekli firikik verdim vercem moddayım ama. Ama allaha şükür ne bir çatlak ne bi selülitim var taş gibi bacaklarım çok şükür.


Sonra bir ışık belirdi. Siz diyin güneş ben diyim dolunay. Tanrım o da nesih ! Kıvanç gelmiş. Şok oldum. Niye gelmiş ki modundayım. A-ha dedim Murphyi yendim. Ben tabi sürekli ayağa kalkıyorum bir sigara alıyım aman para çekiyim aman tuvalete gideyim diye 10 defa kalçalarımı en güzel ahenkle sallandırarak geçtim. Kıvanç hariç herkesi gördüm ama çocuk yoktu dedim Amfidedir herhalde. Sonra bir gittik. Sarı pipim orda ayy yerim ya.Bana bakıyor ne giymiş bu deli diye. Çünkü Klasik bir elbise altına converse giyen bir kızım gerisini sen düşün. Topuklu giycektim ama abes kaçar okul amk orası ya.Neyse bakıyor bakıyor bakıyor bende işte bacaklarımı poz verirmiş gibi bir ileri bir geri modunda dolanıyorum.Zaten regl olmuşum bebenin üstüne atlıycam o derece geziyorum. Ama görsen sanırsın Jenny Humphrey yarı gotik yarı tikky.


Sonra hoca geldi kapıyı açtı. Bu yanımdaki sıraya oturdu arada bakıyor bana ama ben kitleniyorum kafam öne eğik onun baktığını hissediyorum çünkü harbi kafası tamamen bana çevrilmiş 90 derece bakıyor yani. Ben kafamı kıpırdatamıyorum ama içimden fırtınalar kopuyor. Çocuğu ders boyu gizli gizli izledim. Allahım ne biçim bir aşktır yareppim sırf o gülüşü o burnu o ağzı o dudakların kıvrılışı. gözlerin parlaması yeter be. Ölürüm inşallah sevgilisi yoktur.


Ayrıca onunla evlenirsem sırtımda yere gelmez ayaklı maaş gibi çocuk. 10 bin kazancaz kişi başı aylık. Ohh toplam 20 bin. 10 binini yeriz 10 binini borsa oynarız ayy ne biçim olur. Sonra benim sarışın bebeklerim olur. Tek isteğim ya sarı kıvırcık saçlı bebeklerimin olması. Sonra ben işi bırakırım çocuklarıma bakarım. Kreşte büyüdüğüm için asla çocuklarımın aynı şeyleri yaşamasını anne sevgisinden mahrum büyümesini istemiyorum.O yüzden kariyerine sokarım yani.


Sonra düğünümüzü Gallerde bir Deniz Fenerinde gemi kaptanı kıyar.Geri buraya döneriz mecburen. Sonra ben yaşlanırım. Çocuklarımı Yale yada Brown en kötü Princetonda okuturum. Kıvançla kırışırız dede ve nine oluruz. Sonra Evlendiğimiz Deniz Fenerinde yaşamaya başlarız birgün ben ölürüm Kıvançta aşkından verem olup ölür. Canım yaa...


Off böyle güzel hayallerim var Kıvançla ikimize Allah tamamına erdirsin inşallah.


Öyle işte güneş batıyor bugün 1 Ekim. Sigara içicem şimdi dünyanın en özel şarkısıyla.

Görüşürüz bebekler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

çok mantıklı