6 Ağustos 2012 Pazartesi

Kısa Yürüyüşte Maratona Koşan Hayaller

Yürümek...
Yürümek bana iyi geliyor. İnsanlığın başından beri herkese iyi geliyor. Jane Austen romanlarında bir aktivite olarak bile yer edinmiş. Ah şu 19. yüzyıl ingiliz edebiyatı. Başımı döndürüyor.

Aptal görünüşlü şapkamı takıp,muhafazakar semtimde eski botlarımla yola koyuldum.Kulaklığa gerek yoktu,gerçekten dinlemeyi biliyorsan önce içinden gelen kalp atışlarının ritmine kulak vermelisin. İçinde başta ''Çay'' olmak üzere ; ''fil,at,geyik,kadın,alman,gökyüzü,kadıköy,cenk taner'' geçen hiçbir cümleyi sevmiyorum.Başlattığın akımları tek başına yaşamalısın.O zaman değerli olurlar. İstanbulu hiç sevmiyorum.

Caminin köşesinden sağa döndüm.Sigara yakmak için camiyi geçmeyi bekliyorum.Saygı duymak için köpek olmaya gerek yok. Nereye yürüyorum bilmiyorum.Ama aklımda sen varsın.Şimdi ne yapıyorsun diye hayal ediyorum. Bir kızı mı öpüyorsun,arkadaşlarınla dışarda mısın,yoksa annenin ''çok sigara içiyorsun'' serzenişlerini mi dinliyorsun.Ah, sigara demişken camiyi geçeli çok oldu artık yakabilirim.

İlk çekişimle öksürmem bir oluyor. Hava çok nemli,nefes alamıyorum. Yokuş yukarı yürümek de bir çeşit intihar şekli.Senin intiharların kadar marjinal olmasa da,bizde kendimize yetiyoruz sevgilim. Bir araya geldiğimiz uzun gecelerin sonunda ''Sigarayı azaltmam lazım'' derdin. Hiç azalttığına şahit olmadım,sanırım hiç bir arada olmadığımızdan.

Yılda bir kaç kere bir araya gelen insanlardan olmuştuk. Bunu nasıl kabullendim bilmiyorum.Nasıl vazgeçtim diye sana yalan söyledim,yani aslında kendime yalan söyledim onu da bilmiyorum.Hala sana vermeyeceğim mektuplar yazıyorum,birlikte dinlediğimizi hayal ettiğim albümler alıyorum,'aslında bu kitabı çok severdi' diye okuduğum büyük bir kütüphanem var,devasa bir dvd koleksiyonum ve hoşuna gidicek bir sürü hediyen var.Tek sorunumuz sen yoksun sevgilim.

Sen geldiğinde hiçbir şey eksik olmuycak, belki bir kaç şiir fazla okuyabilirim.

Boş zamanlarımda Sylvia Plath oluyorum.Yüksek sesli okuduğum şiirlerle yankılanıyor evimiz.

Hastahanenin oraya geldim.Yeni lenslerimi burdan aldım.Senin de bir göz doktoruna ihtiyacın var.Birlikte gideriz belki geldiğinde.Bekleme salonunda beklerim seni. Ben seni hiçbir doktora emanet edemem.O kadar değerlisin ki kendimden başkasına bir de çok sevgili annene güveniyorum konu sen olunca.

Sevgilim durağa geldim artık.
İlk otobüsle eve dönüyorum.

Sende çok geç kalma.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

çok mantıklı