28 Haziran 2010 Pazartesi

Geçmişimdeki Birinin Özeti.

Size birini anlatcam.Kurtulmak için.

Ben ona Taboo diyor-du-m.Hypnogaja-Voodoo Baby diye bir şarkısında geçiyordu bu.

Taboo...Sanırım ikinci doğuşumdu.Gerçekten yaşamayı hissettim.Sanki o yokken yaşadığım hayat sadece televizyon izlemek gibiymiş.Sadece bakmışım.O gelince tüm uyduların canlı yayınladığı bir film olmuşum.


Çok garip bir tanışmamız olmadı.Tesadüfen ordaydı.Tesadüfen tanıştık.Ve esas kızımız Voodoo o zaman başka birinden hoşlanıyordu.


Drajeyle buluşmuştuk.OnAOn'da.OnAOn o zaman hala metal dinleyenlere hizmet veriyordu.Neyse.Sonra aynı katta Cat net cafe vardı.Biz OnAOndayken, erkekler Cat'te bir oyun oynuyordu. Hani Şu ''Kuşluk!! köprü köprü !!'' diye bağırıştıkları oyun var ya işte o.Oraya gittik.Hoşlandığım çocukda ordaydı çünkü.İki grup oynandığı için oyun, 3ü uzaktaki masalara oturmuştu.Draje ve ben, diğer 3ünün yanına gittik.Bu diğer 3lü arasında Taboo'nun olduğunu farkettim.Adını biliyordum,okulda çok popülerdi...Tanımıyordum ama.Draje kankasıyla konuşurken bende yardım ediyordum ayakta durduğum için diğer 3lünün monitörlerini görebiliyordum.


Bu sırada bana ''Biz 4 kişi oynuyoruz aslında''dedi.Bu ilk günümüze ait olan tek cümleydi.Bu tanışmamız sayılıyordu onun için.


Sonra okulda turnuvalar düzenleniyordu ben o sırada elimde kamerayla hoşlandığım çocuğu çekiyordum.Bir yandan da takıma destek oluyordum.Yanıma geldi.Konuşmaya başladı tanışıyormuşuz gibi.Ben onu dinlemiyordum sadece soru sorunca cevap veriyordum.Eğer dinleseydim buraya yazcak çok şeyim olabilirdi.Ama dediğim gibi esas kız esas oğlana aşık değildi henüz. Ama hatırladığım bir olay vardı.O anda okulun üstünden helikopter geçiyordu.Kafamı kaldırdım o da kaldırdı.Sanırım dikkatimi çekmenin bundan başka bir şey olmıycağını düşünüp.Sırtındaki çantayı çıkarmaya çalıştı. ''Beni almaya geldiler!'' dedi.Güldüm.



Sonra maçı bırakıp onunla konuşmaya başladık.Hoşlandığım çocuk gittiği için sanırım onunla konuşuyordum.Ama huzur veren birşeyler vardı.Beni dinliyordu ve gerçekçiydi.Bu çok hoşuma gitmeye başladı.Arkadaşlığımız hızlı gelişti.Çok eğleniyordum onunla konuşurken.En berbat durumdan bile eğlenebilcek birşeyler çıkarıyordu.Mutluydum. İlk fotoğrafımız(yanda) olmasını o istedi.Ardından telefon numaramı istedi.Çok mutlu olduğumu eve geldiğimde farkettim.

Eve geldim.Telefonuma mesaj geldi.''Naber fıstık?'' diye.Gülümsedim.Benden hoşlanıyordu ama ben hoşlanmıyordum.Ama ilgisi hoşuma gidiyordu.Karşılıksız bırakmıyordum.



Akşama doğru mesajlardan sıkılıp ''Ya msnini versene'' dedi.Ben tabi domuzluk yapmaya bayıldığımdan ''Neden?'' dedim.''Şarjım bitmek üzere'' dedi.''Sonra konuşuruz o zaman ''dedim.''Ya hayır ver işte '' diye ısrar etti.Verdim.Sonra sana bir süprizim var diyip yandaki fotoyu yolladı.Komiktik.Gülümsedim.Çünkü çok hızlanıyordu.Ve ben bunun önüne geçemiyordum.Sonra haftasonu arkadaşlarıyla buluşcağını benim eşlik edip edemiyceğimi sordu.Ajandama bakmalıyım demedim.Kabul ettim.Çünkü hoşlandığım çocukla da arkadaştı.O gelebilir diye kabul ettim.




Beni almaya geldiğinde ''Elini ver'' dedi.''Hayır kendim yürüyebilirim'' dedim.Uzatmadı yanımda yürüyordu.Sonra ben onun elini tuttum.Sadece içimden geldiği için yaptım.O çok farklıydı.Sıcaktı.Bu sefer o gülümsedi.

Bir türlü vazgeçemediğimiz bara gittik.Balkonu vardı ve küçüktü.Bir sebepten sürekli başbaşa kalıyorduk.Arkadaşlarımız sürekli gidip geliyordu.Şaşırtıcı bir diyalog vardı.O sürekli birşeyler anlatıyordu benim gözlerim pencerede hoşlandığım çocukda gelicek mi acaba diye bakınıyordum.Sonra gelmiyceğini anladığımda
muhabete dahil oldum.Beni eğlendiriyordu.Bardaydık ama içmeme izin vermiyordu.Çok içti.Derdi yoktu.Dizlerime koydu başını.Normalde hoşlanmam böyle hızlı yakınlaşmalardan ama ona izin veriyordum.Birşey vardı ve güven veriyordu.Bulutları izliyorduk.Bulutları...O birçok şeye benzetiyordu bense onu dinliyordum.''Şu sen şu ben'' dediğinde , Gülümsedim.Sarhoştu ve saçmalamıyordu.Beni otobüs durağına kadar götürcek kadar nazikti.O güne ait kalan yanda.


Sonra bizim buluşmalarımız arttı ve birgün konu alakasız bir şekilde hoşlandığım çocuğa geldi.Kıskanıyordu ve kavga etmeye başladık.

Büyük kavganın ardından tamamen küstük.Sonra ben birgün onunda arkadaş olduğu çocuklarla buluştum.Deli gibi içiyordum.Sonra O aradı.Beni değil arkadaşlarını.Buraya gel dediler Voodooda var.Geldi.Benim sarhoş olduğumu görünce sinirlendi.Kızı eve gönderin demeye başladı.Gidemezdim o halde bırakmadılarda.Pes oynamaya gittik.Ben netcafenin koltuğunda yatıyorum onlar pes oynuyor.Kendime gelir gibi olduğumda 'İyi misin ?''dedi.Gülümsedim.Kalktım ve eve döndüm.

Akşam msne girdiğimde yazmaya başladı.Naptığını sanıyorsun sen niye sarhoş oluyorsun sana yapma dediklerimi niye yapıyorsun onlar seni içkiye alıştırmaya çalışıyorlar saf mısın diye bir ton azarlamayla karışık beni düşündüğünü hissettiren şeyler yazdı.Savunmadım.Peki dedim.O gün barıştık.


Okulda sürekli birilikte takılıyorduk.Tabi bir çok dedikoduda çıkıyordu.Aldırmıyordum.Yaz tatiline gircektik ve kimse ne olduğunu bilmiycekti.Tenis oynamayı öğretiyordum ona. O da bana basketi.Basket oynamayı bilmiyormuş gibi yapmak zorundaydım o kadar kursa git sonra gel çocuk sana öğretcek diye bilmiyormuş gibi yap.Komikti.

Okulun karne gününün sabahı ona Voodoo hediye ettim.O da bana kendi anahtarlığı olan 'Kemik''i verdi.Birine Voodoo hediye etmenin anlamını 15 dakika konferansla açıkladım ona.Elimden tutunca bize kimse zarar veremezdi.Hiçbir kıskanç bakış umrumda değildi o yanımdaydı ve gerisi gerçekten çok önemsiz kalıyordu.

Yazın büyük çoğunluğunda birlikteydik.Her dakikamızı anlatmaya kalksam bu yazı bir kaç ay daha bekler.Yazmaktan sıkılıyorum çünkü geçmişi anlatmayı sevmiyorum.Bazı kısımları eksik.Hafızam bu konuda çok duyarlı beni üzen her olayı silmeyi çok iyi biliyor.

Devam ediyorum.

Büyüdük işte. 3 yıldır arkadaşız.Yaz bitimi okul açılınca dersler,dershane değişen arkadaş çevresi derken birbirimizden tamamen koptuk.Bana gitmiycem kalıcam bu okulda demişti.Sonra küstük biz o sıra.Okulda birbirimizi görünce acıyarak bakmalar falan komik işte lise değil mi?

Sonra gidiceğini öğrendim başka okula gidiyordu.Dayanamadım gittim konuşmaya başladım. Zaten inatçıydık ve sürekli birbirimizin adım atmasını bekleyerek zamanımızı harcamıştık.Gitceği gün onunla 19 Mayıs töreni çıkışı karşılaşmıştık.O zaman elimde bir bez bebek vardı.Ve o bakıp bebeğe ''Aa bana benziyor''demişti.Gerçektende ona benziyordu.O bebeği sırf sokak satıcısına yardım olsun diye satın almıştım.O zamanlar iyi bir kızdım.Beni öldürmelerine kadar.Neyse.

Dedim gitmeden mesaj at dersteyim.O da 15 dakika sonra gidicem babam gelicek sizin kattayım dersten çık dedi.Çıktım dersten elimde bebekle.Öğretmenlerimiz çok anlayıştı.


Yaklaşık 15 dakika boyunca sarıldım.Sanki bir daha hiç göremiycekmişim gibi.Bebeğin sırtına yazmıştım keçeli kalemle.Voodoodan Tabooya sonsuza kadar. diye.Böylece bebeği hiçbir şekilde kimseye veremiycekti.Hala saklıyor zaten...


Bu elindeki bez bebek işte.O sarıldığı ufak tefek kız benim.Sarılanda o zaten.


Uzatmıycağım.Güzeldi geçti.Ama unutmayacağım tek insan.


En son doğum gününü kutladık birlikte.Nisan falandı sanırım.Bilmiyorum facebook olmasa bilemiycem.Koç burcu işte.Benim tam zıttım.

Yazı uzadıkça sonunu okumak istemiyceksiniz biliyorum.Ama son bir fotoğraf koyup bitircem.Çektirmek istediğim tek pozdu.Ben yine çok çirkinim o yine çok güzel.




Ben büyüdüm o büyüdü.Değiştik.İsteklerimiz değişti.Sadece bizi bir arada tutan maziye saygı.Orda olan sevgimizi yaşatmaya çalışıyoruz.





Not:Her zaman suratımı avuçlarına alıp kendi suratını benimkine dayamasını özledim.Gözleri o zaman gerçek bakardı çünkü.






2 yorum:

  1. Bu yazıda öyle bir şeyler var ki;Eksik sanki.
    Senin yüreğin gibi de kırılgan.

    Kimse dokunmasaymış keşke size.
    Ya da gerçekten senin yüzün onun avuçlarında kalsaymış hep.
    Bazen öyle şeyleri özleyip üzülüyor ki insan..
    Yaşamak istediğim şeyleri yaşayamadığım insanı hatırlattı bana bu yazı. Bi kere daha üzüldüm.
    Yazmaya devam C.

    YanıtlaSil
  2. Eksik aslında.Güzel başlayıp bıraktıktan sonra taslak kalmasını istemedim.O benim hayatımda vardı uzun bir süre hemde.Söyliyceklerimi söylemedim yine de.

    Kırgınım hala aslında.Hep bir keşkesi var bizim hikayemizin.

    Birilerinin dokunduğu çok mu belli? Birilerinin gözleri değince olmuyor işte.

    ''Yaşamak isteyipte yaşayamadığım insanı hatırlattı bana'' demişsin ya.

    GErçekten benim içinde geçerli bu cümle.

    Ama kadere inandım bundan sonra.Kader eğer birleşmemizi istemiyorsa mutlaka birşeylerle engelliyor.

    Üzülmedim desem yalan olur.O yüzden defalarca yazıyı yazmayı deneyip vazgeçtim.Canımı yakıyordu her hatıra.

    YanıtlaSil

çok mantıklı