19 Aralık 2010 Pazar

Kişiliksiz'e Mektuplar 19

Sevgili Fransız, (Mösyö)
Sana ne desem bilmiyorum bazen.İnsanların acılarıyla oynamam asla.Teselli benim görevim değil.Bu bugün konuştuğumuz bir konu değildi.Ve biz sürekli daha az konuşuyoruz zaten.Ama benim deli gibi teselliye ihtiyacım var.Biri sarılsa saatlerce ağlayabilirim.Aitlik istiyorum.Çok sevebilirim bir Tanrı gibi...Ama sevgimi haketcek birine vermek istiyorum.

Cocoon-Tell Me şarkısını dinledikten sonra paramparça oluyorum.Bu sadece ayrıntıydı.

Birde bugün insanları mutlu etmenin doğru olduğunu falan söyledin.Yok öyle bir dünya.Herkes kendi mutluluğundan sorumludur.

Beni '2Saf olsam sevmezdin.'' dedim.Nerden biliyorum değil mi ?Geçmişteki ben bomboş bir kızdı.Ve senin istediğin kız değildi.Sen birşeyler öğreticeğin bir kızı sevmezsin.Sen sana birşeyler katabilcek bir kızı seversin.Filmlerden anlayan,her okuduğu kitabı tamamen kabul etmek yerine eleştircek,iyi bir müzik zevki olan,farklı tarzlar denemekten çekinmeyen,her konuda bilgisi olan bir kızı seversin.Seni geliştircek bir kız.Kısacası sana muhalefet olabilcek bir kız.Senden bir yaş küçük bir kız. (Belirtmeden edemedim :P)

Ama işte ben eskiden böyle değildim.Bilgim vardı ama gösteriş yapmıyordum.Konuşmayı sevmiyordum.Susmak insanı aptal gösterirmiş sonradan farkettim.

Bu arada yukarda kendimi amma övdüm ha sinir oldum kendime ve nezaketen az bile anlatmışsın hayatım diyebilirsen bana sevinirim.

O kadar birikimin çoğunu bir günde yapmadım.

''O'' sağolsun terkedip gitti.Bende onun boşluğunu onun bunun kollarında dolduracağıma kitaplarla,filmlerle doldurdum.

Seni en çok ben seviyorum ama rüyamda görmüyorum.Sanırım bu bilinçaltımın bana yaptığı en büyük pezoluk.

Seni en çok ben seviyorum ama sana en uzak da benim.Seni sevmeyi bu yüzden sevmiyorum.Çünkü nefes alamıyorum..

V.
15.09.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

çok mantıklı