30 Ocak 2010 Cumartesi

Hayatımı Karartan Kaltak: Barbie

Yarın sabah Foxda Barbie serisi var. Her hafta izliyorum. Böyle kitliyor beni ekrana. Hipnoz gibi.Gördüğüm en güzel ve en şirin şeylermiş gibi geliyor.Korkuyorum bazen kendimden. Acaba hala 8 yaşındaki gibi idolüm Barbie mi diye? Hayır normalde sevmem, kıskanırım o salak sarı saçlı bebeği. En yakışıklı çocukla o çıkardı, en güzel kızlarla o arkadaşlık yapardı, en güzel dostluk onunkiydi.O hep en güzellere sahipken benim yaşantım çocuk olmama rağmen bana çok sıradan gelirdi.

8 yaşımdayken bana büyük kadınlar makyaj yapınca kendimi en güzel sanırdım. Annem bana renk renk oje alınca sanki dünyada kimsede yokmuş gibi gelirdi.Ama barbie denen kaltak tüm hayatımı karartıyordu. Her defasında o salak 3 katlı pembe evinin en güzel oturma odasında Ken'le oturup bana salak salak sırıtırken, kendimi çok çirkin hissederdim. O zaman da tüm sarı saçlarını keserdim. Annem neden kestiğimi sorunca ''Barbie bugün kuaföre gitti çünkü'' derdim. Annemse bir daha barbie marbie yok sana diye beni tehdit ederdi.Boş tehditler.



Hayatımı 12 yaşıma kadar Barbie kaltağına göre yaşadım. Dünyadaki en güzel şeydi benim gözümde. Sonra bizim sınıfta bir kız vardı. Yaz tatili dönüşü evrim geçirip kuğ gibi olmuştu. Yeni barbiem oydu. Tüm güzel arkadaşlar onun arkadaşı, tüm hoş çocuklar ona aşıktı. Liseye kadar devam etti bu çakma barbie. Her gün işkence gibiydi ilkokuldayken.



Liseye başladığımda artık hiç birşey eskisi gibi olmıycaktı. Kendime öyle diyordum. Okula adım attım ve hayallerimdeki Ken'le karşılaştım. Melek gibiydi ve bizim okula düşmüştü. Ben tabi gözler ışıl ışıl bakıyorum. Sonra en yakın arkadaşımla çıkmaya başladı. İtiraf ediyim eskiden dişlerimde teller vardı ve gerçekten felaket görünüyordum.Ve ilk öpüşmemin asla teller varken gerçekleşemiyceğini biliyordum. Neyse sonra çocukla arkadaş olduk sürekli buluşuyorduk falan. Farketmişti ama olmıycağını belli etmeye çalışıyordu. Lise 3e kadar ona aşıktım.


Lise 3te diş tellerim çıktı.Tabooyla tanıştık. Dehşet derecede iyiydik. Sonra ortak bir arkadaşımız sayesinde ''O''nunla karşılaştım. Henüz tanışmamıştık ama o yazıldığım çocuklar arasında 1 numaralı bekleyenler arasındaydı xD Ben Tabooya aşık olmuştum salak gibi. Gerçekten salaktım çünkü. Sonra o başka biriyle çıkınca ortak arkadaşımıza söyledim ve O'nunla tanıştırdı beni. İlk cümlemin ''Ya ben sana aşık oldum biliyor musun?''olması ben dahil duyan herkesi şaşırtmıştı. Sonra nisbet uğruna başlayan ilişkimiz iyice boktan bir hal aldı. Ben O'na aşık olmuştum.



O yokken en iyi arkadaşlara sahiptim, en iyi dostluklar benimkiydi en azından ben öyle sanıyordum.


O'na karşı herkes beni uyarmaya başladı. Onu kötülediler, başta birlikte olmamızı isteyen arkadaşım bile bir anda istememeye başladı.Ve beni tercih yapmaya zorladılar. Ya biz ya O dediler. Böyle bir tercihe zorlandığımdan dolayı ''O'' dedim hepsine.


En yakışıklı çocukla çıkıyordum ama artık en iyi arkadaşlarım yoktu.Barbie gibi değildim o arkadaş kısmı olmayınca, Mecburen eldekilerle en iyi olmaya çalıştım. Başardım ama bu seferde O'nu kaybetmiştim. Onu kaybedince elimde hiç birşey kalmamıştı.



Anladım ki Barbie hiç olmamıştı.Bundan sonrada olmıycaktı.


Küçükken hayatımı mahvetmişti ama bundan sonrasına izin veremezdim.


Tüm barbie bebeklerimi (Kenciğimde dahil), yürüyüşe gittiğimiz parkın kenarındaki lağıma atılmış bulunuyorlar ben tarafından.


Eğer çocuğum olursa asla ve asla Barbie bebek almıycağım, annesinin hayatının hatasını yapmasına sebep olan orospuyu çocuğum eline vermiyceğim. İşte o kadar!

2 yorum:

  1. cidden ama çok mantıklı :D doğruluk payı fazlaca olan bi yazı olmuş :)

    YanıtlaSil
  2. birde benim bunu yaşadığımı düşün resmen kobaydım xD

    YanıtlaSil

çok mantıklı