4 Aralık 2009 Cuma

Biricik Sevgilim, Biricik Sevgilim ,Biricik sevgilim.

Aslında garip yada acayip sıfatına yakışcak kadar iyi biri değilim
Sadece olmak istediğim gibi davranıyorum
İnsanlar zaten çok saçma
Beni yargılamak için varlarmış hissine kapılıyorum bazen
Ben sadece içimden geldiğim gibi davranıyorum
O an aklıma ne gelirse
Bağırmak mı istiyorum bağırıyorum
Koşmak mı istiyorum koşuyorum
Zıp zıp zıplamak mı istiyorum zıplıyorum
Yağmurun altında lonely girl şarkısını mı söylemek istiyorum söylüyorum
Ve reverans yapıp mutlu oluyorum
Beni mutlu etmek çok basit
Sadece insanlar mutluluğu abartıyor
Önemli olan beni sevmesi değil
Beni anlaması...
Genelde bu çok zor oluyor.
İnsanlar beni anlamıycak kadar gerizekalı
Çok şey istemiyorum sadece biraz huzur
Aslında benim isteklerim çok anlıktır
Ne istediğimi bile bilmiyorum
Şu an bunu istiyorsam sıkılabiliyorum
''Farklı olduğunun farkındasın'' demişti
Aslında normal olduğumun farkındayım
Topluma ayak uyduramıyorum
Kendimi çok sahte hissetmeme sebep oluyor
Ama ben böyle mutluyum
Yağmurun altında hayat maksimumda diye bağırıp havaya zıplaması çok zevkli
Yada köprüde yürürken bir anda ''Evet ben dikkat çekmeye çalışıyorum'' diye bağırmak
Cidden çok eğlenceli insanlar sizin delirmiş olduğunuzu düşünüyor
Belki de delirmişimdir bilmiyorum delirmek nasıl birşey
Ama zaten gidiceğim tadını çıkarmazsam ne anlamı var


Bugün size aslında bilinçsizce eski sevgilime eziyet gibi gelen ama beni cidden çok mutlu eden anılarımı anlatcağım.Aslında o eğlenmeyi bilmeyen salağın tekiydi ama olsun ona bok atıp napcam sanki bana bıraktığı anılar benim için bir hediye.Ve ben bunu itiraf ediyim ki ''İtörnıl Sanşayn bıdı bıdısını'' şimdi izledim.Ve o Clementine bana o kadar benziyordu ki en azından yaptıklarımız falan daha önce hepsini sevgilime yaptım falan.

Mesela onlar donmuş bir nehirde yatıyorlardı
Biz üst geçitte yatıyorduk insanlar genelde yola atlamayı sevdikleri için bomboştu
Aynı cümleyi kurmuştum '' Şu anda ölebilirim, tam olarak olmak istediğim yerdeyim'' demiştim
O ise gene ölürsen pişman olmazsın gibi mantığı sokmuştu aşka
Sonra tüm cadde boyu koşturmuştum
Bizim bi bankımız vardı
Turuncu bir banktı ilk kez o gün ağlamıştı ve çocukluğunu anlatmıştı
Çok büyülü bir anımdı
Bense ona her anımı anlatıyordum en utanç vericileri bile
Sürekli konuşmam onu sıkıyordu
Zaten ben hep çok konuşuyordum ona göre
O hiç konuşmuyordu
Hatırlıyorumda o 2,5 ay boyunca nerdeyse 8 cümle dışına taşmamış
Birlikte belki en güzel anımız kavga etmemizdi belki de ilk kez konuşmuş gibi etkiliydi
Aslında en güzel anımız diye birşey yok
Hayatıma her iz bırakanlar benim için en güzeldir.

-Çok yakın davranıyordun sanki sevgiliymişiz gibi
-Peki şimdi ne yapcağız?
-Tadını çıkarcağız.
-Gitmemeliydin
-Senin delinin teki olduğunu düşündüm.
-Keşke kalsaydın
-Keşke kalsaydım
-Belki daha güzel bir başlangıç olurdu
-Aşağılar gibi ''öyleyse git'' dedin
-Ya bu sefer kalırsan
-.....
-Giderken bir veda bile etmiycek misin ?
-.....
-Vedalaşmışız gbi yapalım
-Çok tatlısın


Bu renkli puntoyla yazdıklarım sadece filmde aldığım notlar. Aslında daha çoklar ama hepsini yazmak haksızlık olurdu.Ama tavsiye ederim film izlerken not almak çok zevkli en azından ben her zaman elimde küçük not kağıtlarıyla dolaşmayı seviyorum.Yazmak çok zevkli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

çok mantıklı